03.05.2024
Feray Aytekin Aydoğan
2004’ten bugüne öğretim programlarına, ders içeriklerine yönelik müdahaleler eğitimin piyasalaştırılması ve dinselleştirilmesi hattı esas alınarak ve kesintisiz sürdürülerek hayata geçirildi.
2014’te tüm illerde Maarif Müfettişliği Başkanlığı kuruldu. Maarif modeli tartışmaları ve Maarif söyleşileri, buluşmaları yaygınlaştırıldı.
Bu buluşmalarda temel vurgu laik eğitimin, Tevhid-i Tedrisat’ın milli ve manevi değerlere aykırı olduğu eğitimden maarife, öğretmenden muallime, öğrenciden talebeye, ilimden irfana geçişin önceleneceği, son dönemde öğretmen akademileri ile birlikte devam ettirilen tartışma ile kimin öğretmen olacağına iktidarın karar vereceği ve kadrolaşmayı da esas alan vurgularla “Kitaplar bize bizi anlatmalı, mektep bizi yaşatmalı, muallimler bizden biri olmalı.” diyerek sürdürüldü.
Milli Eğitim Bakanı da müfredatla ilgili ve Maarif söyleşileri, buluşmalarında yaptığı açıklamalarda “Bize ait ve bizim değerlerimizle inşa edilmiş, bizim referans değerlerimizin ışığında oluşturulmuş bir eğitim inşası” sözleriyle yapılmaya çalışılanı defalarca teyit etti.
Müfredat değişikliği ile amaçlanan Tevhid-i Tedrisatla, Cumhuriyet’le, laik eğitimle hesaplaşmak, laik, bilimsel eğitimin son kırıntılarını müfredat eliyle kaldırmak ve siyasal islam rejimini kalıcılaştırmaktır.
Türkiye Yüzyılı, AKP’nin yeni rejim inşasının deklarasyonu. Müfredatta da vurgulanan yeni “insan, devlet, toplum” tahayyülünü hayata geçirmeyi amaçladıklarını taslakta açıklıyorlar.
Eğitim yerine “Maarif” kavramının kullanılması ideolojik bir tercih. Ruh ve beden bütünlüğünün, yetkin ve erdemli insanın esas alındığı, sağlıklı bir bedene ve ruhun yetenekleri olan ahlaki olgunluk taşıyan bir kalbe ve zihne sahip yeni bir “öğrenci profili” ifadeleri “dininin, dilinin, kininin davacısı” yeni bir nesil yetiştirme hedefi ile tüm derslerin dini kavramlar üzerinden yapılandırıldığı bir müfredat ile karşı karşıyayız.
Türkiye Yüzyılı Maarif modeli ile müfredat “aklıselim, kalbiselim, zevkiselim sahibi nesiller yetiştirmek için madde-mana, akıl-duygu, nefis-vicdan” dengesini gözetir diyerek artık laik, bilimsel eğitimi tamamen ortadan kaldıracak bir öğretim programını hayata geçiriyorlar.
Müfredatın tamamını değerler, erdem-değer-eylem modeli ve ahlaki bilinç temelinde oluşturduklarını, kâmil insana ulaşmak için “kalp ve zihni içeren ruh” un ele alınması gerektiğini söyleyerek, insanın fıtri, yaradılıştan gelen özelliklerini koruma ve geliştirmeyi amaçladıklarını söyleyerek yıllardır çokça duyduğumuz fıtrat, kader, ahlak müfredatın omurgasını oluşturuyor.
Modelin ana hedefi eylemlerden değerlere, değerlerden erdemli insana, erdemli insandan ise nihai hedef olan “huzurlu aile ile toplum/huzurlu insana” ulaşmak diyerek bilimsel eğitimin tamamen kaldırılmasının ideolojik zeminini oluşturuyorlar.
Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli diyerek hazırlanan müfredatla iktidarın istediği profile uygun, İslami referanslar üzerinden öğrenci yetiştirme amaçlanıyor. Bu müfredatla değerler eğitiminin tüm derslere yaygınlaştırıldığı, değerleri “fıtrat, edep, mahremiyet, sabır, ahilik, fazilet, hadis, cedel, hikmet, iffet, medevvet….” diye sıralayarak tüm derslerin islami bir içerikle şekillendirildiği bir müfredat hedefleniyor.
Fen Bilimleri dersinden, edebiyata, biyolojiye, tarih dersine kültür ve medeniyetimize yön verenler vb vurgularla laik, kamusal, karma eğitim karşıtı isimlerin referans alındığı, derslerin “ayet ve hadisler ışığında” ele alındığı, tüm derslerin değerler adıyla dini içerikle ilişkilendirildiği, aklı, bilimi, bilimsel eğitimi reddeden bir yaklaşım artık okul öncesinden yükseköğretime hayata geçirilmesi hedeflenen yeni rejim inşasının müfredatı.
Kadının kamusal yaşamda yer alması, çalışma yaşamına girmesi, kreş, yaşlı bakım evlerinin yaygınlaştırılması, evlilik yaşının yükselmesi sorun başlığı altında ele alınıyor kadının fıtratına uygun olanın aile olduğu ders içeriklerine yerleştirilerek Medeni Kanun, kadınların mücadele ederek kazandığı tüm haklar müfredatta hedef tahtası haline getiriliyor.
MEB müfredatın paydaşlarla birlikte hazırlandığını açıklıyor. Ancak kim olduklarını açıklamıyor. Bu gizli öznelerinin kim olduğunu ne zaman bir metinde, yönetmelikte paydaş STK ifadesi karşımıza çıksa tarikatlar, sermaye grupları olduğunu okullarımızda yaşadığımız gerçekten fazlasıyla tanığız.
Müfredat taslağı girişinde yer alan “paydaşlar” maarif toplantılarının, söyleşilerinin katılımcıları.
Müfredat içeriğinde de kazanımlarda sıklıkla görünen ifade STK’larla, paydaşlarla işbirliğinin yaygınlaştırılacağı vurgusu oluyor.
Maarif söyleşileri, buluşmaları, çalıştayları, raporlarında yeni müfredatı “Nurettin Topçu’nun deyimi ile Milli Mektep projemizin ve Maarif Davamızın hayat bulması, Necip Fazıl’ın Büyük Doğu neslinde, Mehmet Kaplan’ın Nesillerin Ruhu’nda, Sezai Karakoç’un Diriliş Nesli’nde aynı ruh bütünlüğüne ulaşma gayreti” olarak açıklıyorlar. Bu ve benzer isimler neredeyse tüm ders içeriklerinde karşımıza çıkıyor.
Eğitimin okula ve binalara hapsedilemeyeceğini söyleyerek karma eğitimin kaldırılması açıklamalarına ek olarak, özellikle lise, üniversite eğitimine de ihtiyaç olmadığını, zorunlu eğitimin de karma eğitim gibi baskıcı bir uygulama olduğunu ve kaldırılması gerektiğini, sermayenin erken yaşta, ucuz iş gücü ihtiyacının bir an önce karşılanması gerektiği, çocukların erken yaşta mesleki eğitime yönlendirilmesi sözleriyle gerçekleştirdikleri Maarif buluşmaları ile sermayeye de selam duruyorlar. Kamusal eğitimin kaldırılması, eğitimde “devlet tekeline” son verilmesi eğitimin özelleştirilmesine hız verilmesi gerektiğini söyleyerek yirmi iki yıldır sürdürdükleri eğitimin piyasalaştırılması ve dinselleştirilmesi politik hatlarına hız vereceklerini ilan ediyorlar.
2002’den bugüne defalarca yapılan yasa, yönetmelik değişiklikleri, 2012 4+4+4 yasası, 2017 Strateji Belgesi, 2017 müfredat değişikliği, 2023 Vizyon Belgesi, 12. Kalkınma Planı’nda yer alan maddelere ve son müfredat değişikliği ile kamusal, laik eğitimin tamamen kaldırılması amaçlanıyor.
Müfredatın geri çekilmesi için verilecek mücadele bugün için en asli sorumluluğumuz, mücadele başlığımız olmak zorunda.
Kaynak: BİRGÜN
Yorum Yaz