OLAĞANÜSTÜ GENEL KURULUNA GİDERKEN…

OLAĞANÜSTÜ GENEL KURULUNA GİDERKEN…

2002 yılında Ankara’da örgütlenmek için felsefeciler toplandı. Sonunda ülke çapında bir dergi çıkarma ve bu dergi etrafında örgütlenme kararı alındı. İyi hatırlıyorum bu kez de derginin yayın kurulu, yayın ilkeleri, içeriği, dağıtımı ile dergi dışındaki seminer, örgütlenme faaliyetlerine ilişkin ayrıntılı tartışmalar yapıldı; kararlar alındı. İnsanlar birbirlerini sevdiler, pratik içinde daha çok güvendiler ama sıkıcı da olsa tartışarak -hatta çok sert- ve kararlar alarak yol almaktan da vazgeçmediler. İlk dergimiz FELSEFECİ’nin ilk sayısında aşağıdaki yazıyla kendimizi tanıtmaya çalıştık:

“FELSEFECİLER BULUŞMALI”

“Felsefeciler zor bir görevi yerine getiriyorlar: Öğrencilerinin, özel bir düşünme türü olarak felsefe ile tanışmalarını sağlamak; ve bu düşünme türü aracılığıyla öğrencide,  kendisini çevreleyen her şeye –evrene, insanlık durumlarına, toplumuna,- ve kendine “kendince bakma bilinci” uyandırmak ve bu bilinci geliştirmek için uğraş veriyorlar. İstiyorlar ki, insanlar yaşamlarını etkileyen ve etkileyebilecek her konuda bilinçli bir farkındalık içinde olsun ve böylelikle yaşamlarının dizginlerini bilinçli bir tarzda kendi ellerinde tutsunlar. Sorumluluğu ağır ama özel ve değerli bir uğraş bu.

Pek çok felsefe öğretmeninin, felsefe öğretmeni olarak yaptığı işin -öğrencilerine, toplumuna ve insanlığa yönelik olarak- öneminin bilincinde olduklarını, alanları ile ilgili sürekli kafa yorduklarını ve arayış içinde olduklarını biliyoruz. İşlerini hakkıyla yerine getirmek istiyorlar. Ancak kişisel gayretlerinin çözemediği öyle çok sorunla cebelleşiyorlar ki. Diyoruz ki, felsefe öğretmenleri olarak -bu durumu önemseyen felsefe öğretmenleri olarak- birlikte tartışabiliriz. Öneriyoruz: Birlikte düşünelim ve birlikte çözüm yolları bulalım.

Kendi yaşamını etkileyen durumlara yalnızca seyirci olmayı ya da sürekli sızlanan-yakınan olmayı istemeyen kişiler olarak “sesli düşünmenin”, “bir şey yapmanın” ve bunları “birlikte yapmanın” yollarını birlikte bulabiliriz.

Yalnız değiliz ve birbirimize ihtiyacımız var.

Birlikte neler yapabiliriz?

  • Mesleğimizin ve branşımızın sorunlarını tartışabilmemizi, iletişim kurabilmemizi ve çözüm olanaklarını yaratabilmemizi sağlayacak örgütsel araçlar yaratabiliriz.
  • Arkadaşlarımızın alanımızla ilgili birikimlerinin aktarılmasına ve kişisel gelişimlerinin desteklenmesine yönelik çalışmalar yapabiliriz.
  • Yaşamımızın önemli bir bölümünü kaplayan eğitim ortamının en ağır yükünü omuzlayanlar olarak, branşımızla ilgili alınacak kararlarda gerçek anlamda söz sahibi olmak için çeşitli girişimlerde bulunabiliriz.
  • Üniversitelerin öğretmenleri ve alanımızdaki çalışmalarımızı destekleyici ve geliştirici imkanlarından yararlanmak amacıyla girişimlerde bulunabiliriz.
  • Okuldaki çalışmalarımızda karşılaştığımız sorunların çözümü için dayanışma içinde olabiliriz.
  • Branşımızla ilgili ülke, bölge ve il çapında okullar arası ortak faaliyetleri organize edebiliriz.
  • Ülkemizde ve dünyada felsefeyle ilgili gelişmeleri izlememizi sağlayacak araçlar oluşturabiliriz.
  • Bir yandan günümüz dünyasının felsefi problemlerine verilen yanıtları birlikte değerlendirirken diğer yandan düşünsel üretim etkinliklerimizle, kendi yanıtlarımızla günümüz felsefe dünyasına katkılarda bulunabiliriz.
  • Eğitimin demokratikleşmesine ve kalitesinin yükseltilmesine branş olarak katkılarımızı tartışabilir ve girişimlerde bulunabiliriz.
  • Ülke çapında felsefi etkinliğin yaygınlaştırılması için yapabileceklerimizi tartışıp organize edebiliriz vb.

Yapabileceklerimize eklenecek çok şey olabilir. Ama açık olan bir şey var ki, o da felsefe öğretmenlerinin tüm bunları yapabilmesi için herkesin bir ucundan tuttuğu ortak çalışmalara ihtiyaç var. Bu yazının sahipleri olan felsefeciler olarak çağrımız var: Bunların araçlarını birlikte oluşturalım. Bu derginin asıl işlevi olarak da bunu görüyoruz. Dergi aracılığıyla hem iletişim kurmak hem de alanımızla ilgili tüm tartışmaları  birlikte yapmak istiyoruz. Derginin felsefe öğretmenlerinin sesi ve çeşitli girişimlerinin aracı olmasını istiyoruz.

Çağrımız özgür düşünceyi geliştiren, demokratik ve katılımcı bir eğitim anlayışına sahip felsefecilere; sorunların dayanışma ve kolektif çalışma ile çözüleceğinin düşünenlere, kişisel gelişimine ve haklarına sahip çıkmaya önem verenlere, çıkarsız-hesapsız bir tarzda başkaları ile karşılıklı hizmeti değerli bulanlara.

Çağrımızı ulaştırabildiğimiz arkadaşlarımızın çoğu coşku ile karşıladı bunu. “Tuzu kuru” ve tüm bunları dert edinmeyen bir avuç kişiyi bir kenara koyarsak, bazı arkadaşlarda da tereddüt ve kaygılarla karşılaştık: Kimilerinde bu tür çalışmaların sonunun getirilebileceğine inançsızlık, kimilerinde geçmişteki bu türden deneyimlerdeki olumsuzluklardan kaynaklanan yılgınlık, kimilerinde artık hayatın her alanını sarmış ve kangren hale gelmiş güvensizlik vb. Bu eğilimler “iyi niyetli bir yaklaşım ama…”, “Gene bol bol konuşup bir türlü somut iş yapmayacağız”, “Önce bütün felsefecileri bir toplayıp eğilimleri tespit etseydik”, “Bu tür işleri kim ciddiye alıyor ki”, “Bu işler boyumuzu aşar”, “Kimseye güvenmemek lazım” gibi ifadelerle karşımıza çıkıyor. Bazı kaygı ve tereddütlerin doğal olduğunu -temelsiz olmadığını-  biliyoruz. Ama bir kısmı da yalnızca kendi zihnimizde oluşturduğumuz ve başka zihinlere yaydığımız şeylerden oluşuyor; bunu da görmemiz gerekiyor. Kişinin, genel kaygı ve tereddüt kaynaklarını ortadan kaldırmaya yönelik bir eğilim içinde olmayıp yalnızca kaygı ve tereddütleri dile getirmesi yılgınlığı, güvensizliği yaymaktan öteye gidemiyor,  birlikte değerli amaçlar için buluşma şevkini kırıyor ve bir kısır döngüye yol açıyor.

Demek ki, öncelikle gerçekten “birlikte ‘bir şey’ yapalım” diyen kişilerin birbirlerini bulmalarına ihtiyaç var. Bu basit gibi görünen küçük ama bizce cesur adımın, tüm kaygı ve tereddütlerin “yalnızca gözümüzde büyük” olduğunu göstereceğine inanıyoruz.

Bu derginin felsefeciler için bir iletişim, tanışma ve buluşma aracı olması için uğraş verecek olan felsefeciler olarak bizler umutluyuz. Öncelikle amaçlarımızı değerli buluyor ve kendimize güveniyoruz. Halimizden memnun değiliz ve bunu değiştirmek istiyoruz. İkincisi kendimizden yola çıkıyoruz ve sorumluluğumuzun sınırlarını biliyoruz; “kurtarıcılık” hastalığını kendimizden uzak tutuyoruz ve “kurtarıcıları” ve “yönetme sevdalılarını” sevmiyoruz. Kendi misyonumuzu bir hizmetle -bir iletişim aracını oluşturarak girişimde bulunmakla- sınırlı görüyoruz. Bundan sonraki her adımda iletişimde bulunduğumuz arkadaşlarla birlikte hareket etmek istiyoruz. İletişimde bulunacak her bir arkadaşın, bu çalışmanın doğrudan asli unsuru olması gerektiğini düşünüyoruz.

Derginin bir diğer önemli işlevi alanımızla ilgili bilgilendirme ve haber iletme olacaktır. Bir yandan dünyada ve ülkemizde felsefe alanındaki gelişmelerin yansıtılmasına diğer yanıyla felsefecilerin kendi deneyimlerinin aktarılmasına çalışılacaktır. Derginin, bu önemli işlevi zamanla daha da gelişecek tarzda yerine getirebileceğini umuyoruz. Herkesin eşit tarzda bilgiye ulaşabilmesinin ve kullanabilmesinin çağımızda ne kadar zor ama bir o kadar da gerekli olduğunun bilincindeyiz. Bunun araçlarını kendimizin oluşturmasından başka seçeneğimiz de yok.

Önemli gördüğümüz bir başka işlev de, felsefecilerin felsefi konulardaki araştırmalarının ve birikimlerinin paylaşılmasıdır. Dergi sayfaları -gerekirse  dergi ekleri- bu çalışmalara açık olacaktır.

Dergi felsefi tartışmaların da platformu olmalıdır. Ayrıca önümüzdeki dönemlerde felsefenin eğitimde ağırlığını artıracağı da göz önünde tutulursa, felsefe eğitiminin içeriği ve muhtemel yönelimlerini tartışma ve ortak bir tavır oluşturma sorumluluğunu da yerine getirebilmeliyiz.

Bütün bu çalışmalarda felsefe öğretmenleri dışındaki kesimlerin de katkılarını bekliyoruz: öğrencilerimiz, diğer branşlardaki gönüllü arkadaşlarımız, üniversitelerin felsefe bölümlerindeki öğretim üyeleri ve öğrenciler, felsefeye gönül verenler vb.

Birbirimize, seslerimizin ve yüreklerimizin ortaklığına ihtiyacımız var. Dergi ilk sayısından itibaren hepimizin ortak dergisi olmalıdır. Yazılar ve her türlü iletişim için dergi adresimizin dışında interneti de kullanabiliriz.

Tanışmak umuduyla….”

FELSEFECİ dergisi 6 sayı çıkarıldı ve Türkiye çapında dağıtıldı.

Bu arada toplantılar yapıldı, girişimlerde bulunuldu. Sonunda çalışmaların olgunlaştığı ayrıca meşru hale geldiği düşünüldü; dernek kurma kararı alındı. Bu kez de derneğin tüzüğü ve örgütlenme tarzı en ince ayrıntısına kadar konuşuldu.

Derneğin kurulmasından sonra bu kez dernek yayın organı (dergisi) olarak “FELSEFE YAZIN” çıkarıldı ve ilk sayısında aşağıdaki yazıyla dernek tanıtıldı:

“FELSEFECİLER BULUŞTU”

İki seneyi aşan bir ön çalışmanın sonunda Felsefeciler Derneği kuruldu. Bir avuç felsefecinin çağrısıyla başlayan ve son derece iradi çabalarla sürdürülen bir sürecin ürünü oldu derneğimiz. ilk başlarda defalarca toplantılar yaptık.  Öneriler sıraladık. kaygılarımızı dile getirdik. Tanıştık, tartıştık. Zorlu dönemlerdi. Ama sorunları daha iyi kavradık, atacağımız adımları daha sağlıklı değerlendirdik. Bir yandan buluşan felsefecilerle ortak çalışmalar yaparken diğer yandan bir dergi aracılığıyla felsefecilerin Türkiye çapında buluşması ve tartışmasına hizmet etmek istedik.

Çağrımız yankı buldu. Dergi çalışmaları, seminerler, tartışma toplantıları, üniversitelere ve okullara dönük girişimlerimiz doğru yolda olduğumuzu gösteriyordu.

Ülkemizde yapılan ve pek çok arkadaşımızın katıldığı Dünya Felsefe Kongresinin ardından sorumluluğumuzun ağırlaştığını ve çalışmalarımızın olgunlaştığını tespit ettik. Bir dizi geniş toplantılarda bu durumu tartıştık ve sonunda derneğin kurulması kararını aldık.

Derneğimizin amaçlarını ve çerçevesini belirledik. İki temel amacımız var: Felsefeciler arası işbirliği ve dayanışmayı sağlamak ve felsefecilere düşen sorumlulukları yerine getirmek için çaba harcamak.

Bu amaçlarımızı ve üyelik koşullarımızı tüzüğümüze yansıttık. Üniversitelerin Felsefe ve Felsefe Grubu Öğretmenliği bölümlerini bitirenler, Felsefe Bölümü öğretim üyeleri, okullarda Felsefe Grubu Öğretmenliği yapanlar /  yapmış olanlar derneğimize üye olabileceklerdir. Ayrıca dernek tüzüğümüz üniversitelerin Felsefe ve Felsefe Grubu Öğretmenliği bölümlerinin öğrencileri ile yukarıdaki koşulları taşımayan ama felsefeye gönül vermiş kişilerin fahri üye olarak dernek çalışmalarına katılmalarına olanak tanımaktadır.

Fahri üyelik konusunu önemsiyoruz. Felsefe alanında mesleki çalışma yapmayan ama felsefeyi önemseyen, yaşamlarında felsefi düşünmeyi öne almış çok sayıda kişinin yoğun ilgisiyle karşılaştık. Bu arkadaşlarımızla birlikte olmak istiyoruz. “Dünyanın ve Türkiye’nin felsefeye ihtiyacı var” diyen herkesin katkısına ihtiyacımız var.

Olumsuz koşulların yoğun olduğu bir tarihsel dönemden geçtiğimizin farkındayız. Geleceğe ilişkin belirsizlik, insanlar arası ilişkilerde yaygın olan güvensizlik, kişilere hakim olan karamsarlık, umutsuzluk vb. Tüm bunlar değerli amaçlar için bir araya gelme ve örgütlü davranma eğilimini köreltiyor. Ama aynı koşullar geleceğimize sahip çıkmaya, diğer insanlarla güvene dayalı ilişkiler kurmaya, yaşamımızı coşkulu ve umut dolu kılmaya ne kadar ihtiyacımız olduğunu da açığa koyuyor. Kararlı ve ısrarlı bir tarzda attığımız her adım bu ihtiyacı daha görünür hale getiriyor, daha da önemlisi bunun gerçekleşmesinin mümkün olduğunu gösteriyor. Bizler umutluyuz ve güveniyoruz.

Yapacağımız çalışmaların felsefecilere yakışır olmasını istiyoruz. Derneğimiz I. Olağan Kongresinden sonra gerçek hüviyetine kavuşacaktır. Bu süreye kadar iyi bir hazırlık çalışması yapmak istiyoruz.

  • Öncelikle Türkiye çapında felsefecilere ve felsefeye gönül verenlere ulaşmamız gerekiyor. Hepimize bu konuda görev düşüyor.
  • Bütün üyelerin karar sürecine hakkıyla katıldığı canlı bir çalışma üslubunu hayata geçirmemiz gerekiyor. Bu yüzden önemli kararların geniş üye toplantıları – bunun mümkün olmadığı üyeler için de internet iletişimi – sonunda oluşturulmasını amaçlıyoruz.
  • Derneği işlevsel kılacak ön çalışmaları başlatmak istiyoruz: Devam eden dergi çalışmalarımızın geliştirilmesi, çeşitli alanlarda ve konularda çalışma gruplarının oluşturulması gibi. Bunlarla ilgili kararları geniş toplantılarda tartıştıktan sonra almak istiyoruz.
  • Kongrede tüzüğümüzü derli toplu değerlendirip gerekli düzenlemeleri tamamlamamız gerekiyor. Buna yönelik geniş katılımlı hazırlık çalışmaları düşünüyoruz.

Amacımız işlevsel, saydam, katılımcı ve coşkulu bir birliktelik. Bütün felsefeciler ve felsefeye gönül verenler görev başına…

Felsefeciler Derneği Geçici Yönetim Kurulu”

Dernek çok zahmetli bir tarzda çalışmalarını, hem demokratik işleyişini ısrarla sürdürerek ama hiçbir zaman bürokratik olmadan –ama kendisinin oluşturduğu, kendine has, işlevsel bir hukuka dayanarak- çalışmalarını sürdürdü.

Derneğin ilk kuruluş aşamalarında bizi yoğun bir tarzda meşgul eden “güven” problemi, önemli ölçüde kalkmıştır. İnsanların birbirlerine güvendikleri, mümkün olduğunca her kişinin değerinin bilindiği ve korunduğu, hiyerarşinin önemsenmediği bir dernekte bulunduğum için mutluyduk.

Biz yine de attığımız her adımı birbirimize danışarak, onay alarak, birbirimize inisiyatif vererek yol aldık. İki yıllık, yıllık, 6 aylık, aylık planlar yapmaya çalıştık. Karar alabilmek için bazen -saçma da gelse- bekledik.

Ardından Mersin, İzmir, İstanbul ve Diyarbakır şubemizi, örgütlenmek için Eskişehir, Bursa, Ordu, Kocaeli, Van, Adana’da temsilcilik açıldı.

Dergimiz Felsefe Yazın 24. Sayısı çıktı.

Türkiye’de tüm öğretmenleri açık “Felsefe Öğretmeleri Kongresi” 6 kez yapıldı.

  1. Felsefe Öğretmenleri Kongresi (28-30 Mart 2008) / Ankara
  2. Felsefe Öğretmenleri Kongresi (27-28 Haziran 2009) / Ankara
  3. Felsefe Öğretmenleri Kongresi (22-23 Mayıs 2010) / Mersin
  4. Felsefe Öğretmenleri Kongresi (28-29 Mayıs 2011) / İzmir
  5. Felsefe Öğretmenleri Kongresi (16-17 Mayıs 2015) / İstanbul
  6. Felsefe Öğretmenleri Kongresi ( 23-24 Şubat 2019) / İzmir

Sonuç bildirgelerini kamuoyuna ve Milli Eğitim Bakanlığa sunuldu.

Eğitim-Sen ile birlikte alternatif felsefe programı oluşturmak üzere Ağustos 2009 da 15 günlük bir çalışma yapıldı. Alternatif Felsefe Programı’nı kamuoyuna ve Milli Eğitim Bakanlığına sunuldu.

“Felsefe, Sosyoloji, Psikoloji Konu Anlatımı ve Testler” kitabı çıkarıldı.

Sempozyumlar düzenlendi:

  • Felsefe ve Eğitim Sempozyumu (17-19 Kasım 2005) – Ankara
  • Şiddet Sempozyumu (21-23 Aralık 2006) –  Ankara
  • Muhalefet Sempozyumu (13-14 2009) – Ankara
  • Adalet Sempozyumu (27-28 Mart 2010) –  Ankara
  • Demokrasi Sempozyumu (21-22 Mayıs 2011) – Ankara
  • Post-yapısal ve Sonrası Sempozyumu (05-06 Mayıs 2012) – Ankara
  • Eğitim Politikaları ve Felsefe Grubu Dersleri Sempozyumu (24-25 Ocak 2015) – Ankara
  • Etik, İnançlar ve Eğitim Sempozyumu (20-21 Nisan 2018) – İstanbul

Felsefecileri Derneği İzmir Şubenin düzenlediği Haziran Toplantıları 9 kez yapıldı.

“Ortaöğretim Modelimiz ve Felsefe Grubu Ders Önerimiz” MEB’e ve kamuoyuna sunuldu.

Merkez ve şubelerimiz söyleşiler, paneller, çalıştaylar, seminerler, sempozyumlar, hizmetiçi eğitimler, kongreler, kamuoyuna açıklamalar, ve MEB’e sunulan talepler vb. ile sayısız etkinlikler yapıldı…

Felsefeciler Derneği kurulduktan beri hep mali sorunlarla cebelleşiyor…

Hâlâ sürüyor…

Felsefeciler Derneği Olağanüstü Genel Kuruluna gidiyor… Bu sorun büyük; pandemi süresinde olumsuzca derneği etkiledi.

Toplumsal muhalefet genişliyor; umutlar gitgide çoğalıyor, bu zamanda biz kapanma riskiyle karşı karşıya geldik…

Felsefeciler Derneği ihtiyacımızdır, derneğimizi yaşatmak için, ellerini ovuşturulanlar moral vermemek için Olağanüstü Genel Kuruluna gelin…

Yorum Yaz